Çanakkale Şehitliği
Tarihin eşine az rastlanır en büyük kahramanlık destanlarından biri olan Çanakkale Zaferi, tarihten silinmek istenen bir milletin, bütün yokluk ve imkânsızlıklara rağmen, vatanını yüksek bir ruh ve şuurla, canı pahasına nasıl savunduğunu göstermesi bakımından eşsiz bir örnektir.
Tarihin eşine az rastlanır en büyük kahramanlık destanlarından biri olan Çanakkale Zaferi, tarihten silinmek istenen bir milletin, bütün yokluk ve imkânsızlıklara rağmen, vatanını yüksek bir ruh ve şuurla, canı pahasına nasıl savunduğunu göstermesi bakımından eşsiz bir örnektir. Vatan topraklarının dört bir yanından gelerek Çanakkalede işgal kuvvetlerine geçit vermeyen kahramanlar, bizim bugün millet olarak sahip olduğumuz birlik ve beraberliğin özünü bütün dünyaya yalın bir şekilde göstermiştir.
Dünya tarihinde, o güne kadar yapılan savaşlar arasında en fazla insan kaybı, Çanakkale Savaşının kara muharebelerinde olmuştur. Çanakkaleyi denizden geçemeyeceklerini anlayan İtilaf Devletleri bu sefer çıkarma yaparak yarımadayı ele geçirmeye teşebbüs eder. 25 Nisan 1915 sabahı başlayan çıkarma ile savaşın ikinci safhasına geçilir. Bu safha 1915 yılının kış ayları geldiğinde sona erecek ve İngiliz-Fransız güçleri kesin bir bozgun ile Geliboluyu terk edecektir. Bu savaşta toplam kaybımızın 250 bin civarında olduğu, karşı tarafın da aynı rakama yakın kayıpla savaştan çekildiği kabul edilmektedir. Bu savaşta toplam insan kaybı 500 bini geçmektedir. İstiklâl Harbimiz için verilen toplam kayıp rakamının 6 binden 20 bine kadar değişen rakamlar olduğu hatırlanırsa, Çanakkale savaşlarının dehşeti daha iyi anlaşılır.
Anafartalar Koyu Şehitliği
Gelibolu Yarımadasını gezenler, yarım milyon civarında insanın bu kadar dar bir alanda hayatını nasıl kaybettiğini anlayamaz. Daracık bir alanda yoğun ateş altında, 10–15 metre mesafedeki mevzilerde iki taraf süngü savaşı da yaparak bir yazı geçirmiştir. Her metrekareye düşen mermi sayısının 4 bin civarında olduğu söylenmektedir ki, bu rakam yaşanan cehennem hakkında basit de olsa bir fikir vermektedir.
Çanakkale hem bir destan, hem de bir dramdır.
Osmanlı Harbiye Nezareti, bu savaş süresince asker kayıplarını kaydederken neslin sona ereceği korkusuna kapılmıştır. Askerlere savaş süresince verilen memleket izinleri bu korkunun eseridir. Genelkurmay bu izin belgelerinden bazılarını Latin alfabesine çevirerek bastı. Bu belgelerde izin gerekçesi olarak "nüfusun tekâsüfü" ibaresinin yer alması, neslin sona ermekte olduğu korkusunun şiddetini göstermektedir. Savaşan asker memleketine "nüfusu çoğaltmak" için gönderilmektedir. O yılların aydın neslinin büyük kısmının bu savaşta yitirildiği, geri kalanının da İstiklâl Harbinde tükendiği unutulmamalıdır.
Çanakkale Savaşının dünya tarihinin yönünü değiştirmiştir.
Osmanlı Devleti Çanakkale Savaşını kaybetseydi, ihtimaldir ki savaşın başında teslim olacak ve parçalanacaktı. Sevrin dört yıl gecikmesi, her şeyden önce sömürgecilerin enerjisini ve sabrını tüketti. İtilaf Güçleri Çanakkaleyi geçseydi Bolşevik Devrimi olmazdı. Böylece Rusya Doğu Cephemizi bütünüyle çökertmiş olabilirdi. Diğer dünya halkları için Çanakkalenin İkinci Harbe, sonrasında sömürgeciliğin tasfiyesine uzanan etkilerde bulunduğu iddiası da büyük ölçüde doğrudur.
Lone Pine mezarlığı
Çanakkale Savaşı, Gelibolu Yarımadasında geçmiş ama sonuçları bütün dünyada yaşanmıştır. Bizim düşman karşısındaki direncimizin ve özgüvenimizin arkasında da, başka birçok şeyin yanında bu savaş durmaktadır.
Bizim açımızdan büyük bir zafer ile sonuçlansa da bu savaş, popüler kültürün baskın unutturuculuğu altında unutulmaya başlanmıştır. İşte bu proje ile savaşın geçtiği Gelibolu Yarımadasını göstermeyi ve şehitliklerimizi bir nebze olsun hatırlanması sağlamaktır.
Çanakkaleyi görme şansı bulunmayan yurdumuzun dört bir yanından milyonlarca vatandaşımıza, sanki oradaymışçasına gezme imkânı sunarak, aynı zamanda, özellikle genç nesiller üzerine internetin rolünü de kullanarak farkındalık yaratılmasına vesile olundu.
Son Ok Anıtı
Gelibolu Yarımadasını görmek isteyenler, şehitlerimizin hangi zor şartlar altında canlarını bu ülke için feda ettiklerini hissedebilecekleri “Yürekten Kaleler Efsanesi: Çanakkale Zaferi” projesi askeri bir zaferin sonuçlarını yeni zamanlara taşıması / hissettirmesi anlamında kendi alanında “Kar/altı hayatlar: Sarıkamış” projesinden daha da büyük bir proje olma özelliğini taşıyor.